Sorusu Olan?

Search-Ara
FVP - Frequently Visited Pages
Wishlist
  • Bounce: How Champions are Made
    Bounce: How Champions are Made
  • My Father and Other Working Class Football Heroes
    My Father and Other Working Class Football Heroes
  • Just My Type: A Book About Fonts
    Just My Type: A Book About Fonts
  • A History of the World in 100 Objects
    A History of the World in 100 Objects
Çarşamba
Tem142010

Çocukların Ulaşamayacağı Yerde Saklayınız

Bigumigu'da gördüğüm bu ilanları pek beğendim.

L'Univers De Chocolat'ın alkollü çikolataları için çok iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Bu çocukların uykudan yeni kalkmış veya sızmak üzere olan halleri de pek sevimli.

Bir yerinde kesin yazıyordur. Bu reklam fotoları çekilirken hiçbir çocuk sarhoş edilmemiştir diye. Türkiye'de olsa ortalık ayağa kalkardı herhalde.

 

 

Salı
Tem132010

House ve Fringe Eylül'de geri dönüyor

 

Bir klişe başlıkla daha karşınızdayım.

En sevdiğim dizilerden Fringe ve House'un yeni sezon başlangıç tarihleri belli oldu. 

Fox tarafından açıklanan programa göre Fringe 23 Eylül Perşembe günü yeni sezon ilk bölümüyle karşımızda olacak. House ise aynı hafta Pazartesi günü yani 20 Eylül'de geri dönüyor. 

Simpsons ve Family Guy'ın yeni sezon ilk bölümleri 26 Eylül Pazar günü yayınlanacak.

Fox'un ödüllü müzikal dizisi Glee 21 Eylül Salı günü yeni sezonuna başlayacak.

Fox'un yeni sezon dizilerinin bazılarının adları ise şöyle: Lone Star, Raising Hope ve Running Wilde.

Kaynak: Fringe Facebook Sayfası 

Salı
Tem132010

Kupa'dan ekonomik notlar

 

Sayılara bakınca 2010 Dünya Kupası, 3 milyar doların üzerinde cirosuyla dünyanın en büyük spor etkinliği olmuş. Ciro 2006'daki 2,3 milyar doları bir hayli geçmiş.

Yayın gelirlerinde %53'lük bir artış söz konusu ve sadece yayın gelirleri 2006'nın tüm bütçesini yakalamış. Biletler ve Hospitality paketlerinin beklentiler doğrultusunda satılmadığını maçlarda gördük. Nitekim Hospitality gelirlerinde %46'lık bir düşüş söz konusu.(110 milyon dolar) 

Yayın gelirlerindeki artış 2006'nın başarısından kaynaklanıyor ve 2010'un 2014 ve 2018 üzerindeki etkisini zaman gösterecek. 

1 milyar dolarlık sponsorluk geliri de 2006'ya göre %80'lik bir artışa işaret ediyor.

Güney Afrika Hükümeti bu turnuva için 3,85 milyar dolar harcamış ve ekonomik etki 11,8 milyar dolar olarak hesaplanmış.

373.000 ziyaretçinin turnuva için Güney Afrika'ya geldiği düşünülüyor ve toplam izleyici sayısının 26 milyar olduğu hesaplanmış. Organizasyon Komitesi'nin bütçesi 523 milyon dolarmış.

Sportcal'ın son sayısındaki bu rakamlar en kârlı Dünya Kupası'nı yaşadığımıza işaret ediyor. Fakat en başarılı Dünya Kupası olup olmadığını tartışabiliriz ve bu turnuvanın olumlu veya olumsuz etkilerini 2014'te görebileceğiz.

Malum 2014 Dünya Kupası'na Brezilya evsahipliği yapacak.  Ayrıca 2016 Olimpiyatları'nın evsahibi, Rio de Janeiro.

 

Dipnot: Bu tip yazılara başlık bulmak çok sıkıntılı ve çok sıkıcı bir başlık olmuş yine. Buna bir çözüm bulmam lazım.

Salı
Tem132010

Magazin Olayı

Magazini severim. Eğlencelik olarak, kafa dağıtmak için birebirdir. Magazini kötüleyenleri de anlamam. Bir ürün var ve alıcısı var ve bu alıcı sadece bir kesimden değil, toplumun her kesiminden. 

Ayrıca magazinin de bölümleri var. Örneğin sadece zenginlere dönük cemiyet hayatı diye bir kavram var. İlginç bir olay. Sanki zenginler kendi aralarında dergi çıkartıyor, program yapıyor gibi bir şey. Halkın yüzde 99'u bu cemiyet hayatına illet olsa da yüzde 1'lik kesim için üretiliyor ve satıyor. Kârlı bir iş olsa gerek ki piyasada bu tip dergilerden birkaç tane var.

Alem, Hello vs. bu yazının konusu değil.

Gazetelerin magazin ekleri var. Bu eklerin yazarları var. Bazıları pek ünlü. Ayşe Özyılmazel, Cengiz Semercioğlu, Onur Baştürk, Rahşan Gülşan vb. pek çok köşe yazarı mevcut. Bu yazarların köşelerinin belirli bir konusu yok. Siyaset, spor, magazin, yedikleri, içtikleri, gezdikleri her şeyi yazıyorlar. Bazıları TV'de program yapıyor, A.Ö. gibi gaza gelip kötü albüm yapanlar var, sınırsız övgüden müthiş bir ego kurup sesi olmasa da albüm yaparım diyen var.

Bu yazarlar birbirlerini sevmiyorlar. Bunu anlamak için psikolog olmaya gerek yok zira yazılarından zaman zaman anlıyorsunuz aralarındaki ilişkiyi. Ben bu ilişkileri çözmeye çalışıyorum bir süredir. Aralıklarla girilen çıkar ilişkilerini, bu ilişkilerin getirdiklerini anlamak lazım zira bu ekler aynı zamanda reklam mecraları. Köşeler dönem dönem markalara ayrılıyor. Ölçüsüz övgü gırla.

Bu da ayrı bir yazı konusu.

 

“Şahan’la teknede fotoğrafların geldi” diye mesaj attım Ayşe’ye, ilk sorusu “Nasıl gözüküyorum, selülitlerim var mı” oldu. “Fıstık gibisin” dedim.

“Öyleyse bas” demedi tabii... “Sakın basma. Bir şey olsa sana söylerim, biliyorsun” dedi. 

Beş ay önce Şahan’a “Gerçek Recep İvedik” demişti, Merve Sevi’ye de akıl vermişti Ayşe. Şimdi Şahan’la teknede iki tepsi kahvaltı yiyor. Demek ki neymiş; gazetecilerle sanatçılar arasındaki kırgınlıklar geçiciymiş."

 

Bu alıntı Cengiz Semercioğlu'nun yazısından. Ayşe Özyılmazel de kendi köşesinde dün ve bugün olaya değinmiş. 

Bu yazıyı başkası yazsa C.S. "Haber verilir mi hiç, haberin doğasına aykırı" konulu bir köşe döşenmiş ve bir günü daha kurtarmıştı. Malum kendisi Ömer Üründül'ü yemek ısmarladığı için eleştirirken(elinde tek bir kanıt, kare, fiş olmadan) şirketlerle her türlü bedava geziye gidiyor ve köşesinde veya ekinde bu gezilere yer veriyor. Ama bu sorun değil tabi.

Ben bu magazini sevmiyorum. Nerede eski Televoleler. Hesapsızca herkesi yakalayan muhabirler.

Foto Kaynağı: Gazeteport 

Pazartesi
Tem122010

The Social Network - Teaser

The Social Network merakla beklediğim filmlerden. 

Facebook'un kuruluşunu sansürsüz biçimde anlatacaklarını iddia ediyorlar. Ama filmin Facebook tarafından desteklenmesi de biraz taraflı olacağının göstergesi gibi.

Neyse izleyip göreceğiz ama şahane bir teaser'ı var filmin. Çok beğendim. Filmin Ekim ayında vizyona girmesi bekleniyor.