Sorusu Olan?

Search-Ara
FVP - Frequently Visited Pages
Wishlist
  • Bounce: How Champions are Made
    Bounce: How Champions are Made
  • My Father and Other Working Class Football Heroes
    My Father and Other Working Class Football Heroes
  • Just My Type: A Book About Fonts
    Just My Type: A Book About Fonts
  • A History of the World in 100 Objects
    A History of the World in 100 Objects
Perşembe
Oca292009

Carlsberg'in bana hatırlattıkları

Carlsberg bira içtiğim zaman aklıma Danimarka günlerim geliyor hep.

Özellikle iş saatinde Carlsberg içtiğimde Danimarka'da okul çıkışı bir parkta içiyorum hissi geliyor ve o günleri özlüyorum.

Haderslev Danimarka'nın en popüler şehirlerinden birisi olmasa da benim için özel bir yerdi. Bir kere trenin uğramadığı ender yerlerden birisiydi. Bu nedenle biraz geri planda kalmıştı. Herkes haderslev'in dibindeki Vojens'ı bilirdi ama Haderslev hep middle of nowhere dedikleri yerlerden görülürdü. 17 yaşındaki bünyem bunu bir ara dert edip haderslev milliyetçisi bile kesilmiştir. Neyse Haderslev'in tüm okulları bir yokuş üzerindedir ve dümdüz ülkede bu yokuşu bisikletle küfrede küfrede çıkarsınız.

Her sabah saat 8.30 gibi herkes o yokuşu çıkar. Bazılarını aileleri bırakır, bazıları yürür ama çoğunluk bisiklet üzerindedir. Yokuşun yarısında bizdeki ilkokul ve ortaokul ayarındaki Folkeskole yer alır. En tepede lise, onun yanında şehir stadı ve bir yanda VUC. Yani devletin ücretsiz kurslarının verildiği eğitim merkezi.

Okulda teneffüslerde çocuklar dışarı çıkıp birer sigara içerdi. Ben çok şaşırırdım çünkü sigara içen öğretmenler arkadaşlarımdan ateş isterdi. Sigara çok pahalı olduğu için her teneffüs yarım yarım içen arkadaşlarım vardı. O soğuk havada titreye titreye sigaralarını içip içeri koşarlardı.

Ben en çok beden dersini severdim. Bir kere yapılabilecek her spor yapılırdı. Voleybol, basketbol, futbol, rugby ne varsa. Çok küçük ve şirin bir salonumuz vardı ve ben o dönemler pek atletik birisi olarak bu derste hep en iyiler arasında yer alıyordum.

Öğleden sonra 2-3 gibi ders biter ve herkes dağılırdı. Bisikletle o yokuşu inmek çok zevkli olsa da benim gibi freni iyi tutmayan bir bisiklete sahipseniz hep dikkat etmeniz gerekirdi. Bazen okul çıkışı bir pizza yemeye gidilir, bazen ise göl kıyısında bira içilirdi. Ama içtiğimiz bira da Carlsberg olmazdı hiç. Faxe diye bir yerel bira vardı. O fabrikada çalışma hayali kuran bir arkadaşım vardı. Hayat amacı buydu. Ben de ona çok kızmış ve çıkışmıştım. Bu nasıl hayal diye? O da bana herkes büyük adam olamaz gibisinden bir şey söylemişti.

O sınıftan çıkanların ne iş yaptığını bilmiyorum ama bir tanesi şu an Danimarka'da milletvekili. O zaman da çok aktif olarak politikayla ilgilenen Jesper'ı özlüyorum. Facebook sağolsun. Oradaki hemen hemen tüm arkadaşlarımı buldum. Kızların hepsi anne olmuş ama hiçbiri evli değil. Sınıftaki 3-5 erkekten birisi milletvekili, birisi ben, birisi fabrikada işçi diğerlerinden haber yok.

Dönüp o günlere baktığımda hayatın ne kadar hızlı geçtiğini görüyorum. 11 koca sene. Bir anda geçip gitmiş. Bunu görünce de diyorum ki "Bir bira daha açmalıyım ve devam etmeliyim. Her günün tadını çıkararak."

Cumartesi
Oca242009

TV'den son bombalar


Bir haftalık TV izlenimleri sizlerle paylaşayım. 

Yemekteyiz: Uzun süredir kayıtsız kalamadığım bir yarışma. Bu kadar reyting alması gerçekten düşündürücü. Her programda bir manyak çıkıyor. Örneğin 100 kiloluk bir kadın vardı. Onu yemem bunu yemem diyor. Herkese sallıyor her yemeğe sallıyor. İtalya'da 11 yaşına kadar yaşamış peyzaj mimarı olan arkadaş da kültürünü gösterecek diye bir tarafını yırttı ama olmadı. Komik duruma düşüyor insanlar. Benim düzenlenecek bir bahçem olsa ve bu adam teklif verse ben adama işi vermeden üç kere daha  düşünürüm. 

Tadında Aşk Var: Çakma Yemekteyiz. Fox TV'de. 3 kız 2 erkek. Aşk arayışındalar. Yemek sonrası herkes kimden hoşlandığını söylüyor ve ona göre son gün eşleşiyorlar falan filan. Seviyenin yerlerde süründüğü, açık seçik seksist bir program. Ama erkeklerden birisi diğerinden elektrik alsa program ilginç yerlere gidebilir. Fox TV'ye ücretsiz danışmanlığım olsun bu da:)

Yabancı Gelin: İşte bu program acayip. Bir kere "Reyting almamız lazım. Ağzınıza ne gelirse söyleyin" demişler. Annelerde ikisi kızlara her şeyi söylüyor. Şu lafı duydum. "Bunlar fakir aslında, bir de kültürsüz, biz zenginiz bunlara göre(Kızlardan birisi Norveç'ten bu arada), o yüzden gelmişler ama hiç kendilerini göstermeye çalışmıyorlar. Biraz uğraşır insan beni memnun etmek için." Diğeri birisinin sandviçini mi ne ısırmış. Kız diyor ki ben onu özel hazırlamıştım. Anne diyor ki ben pis miyim. Isırıcam tabi falan filan" Kavga çıkıyor. Ciddi bir ayrımcılık var. Avrupalı kızlar karşısında Kazak ve Azeri kızı aşağılıyorlar filan. 

Yaprak Dökümü: Eşim baştan üç kere anlattı. Kim kiminle anlamadım gitti. Tam Yalan Rüzgarı. 

Yabancı Damat: Hafta içi sabahları işe giderken Kanal D'de yayınlanıyor. Bazı sahneleri süper çekilmiş gerçekten. Zamanında kıl olup izlememiştim. Hafif pişman oldum.

Evlilik Sanatı: Programda alt şerit hep sabit. İsmini Vermek İstemeyen İzleyici. Selin Karacehennem TV'de evlilik danışmanlığı veriyor. Bu arada kendisi aynı zamanda Tadında Aşk Var'ın danışmanı.


Çarşamba
Oca212009


Hastalık halleri

-Pazartesi sabahı gayet normal bir şekilde evden çıktım. İşe gittim. Sabah simit yedim, krem peynirli. Ve yanında su içtim. Bu kadar. Öğlene doğru bir ürperme hissi. Yüzümde beyazlama. Öğlen bir toplantı, ardından bir tane daha ve sonrasında bir daha. Ofisten çıkıp otoparka indim. Otoparktaki serin havanın yüzüme çarpmasıyla birlikte inanılmaz bir titreme. Kanyon'un orada arabadan iniş ve eve kadar yürüme. Titreyerek. Hayatımın en uzun 10 dakikalarından. Anlayacağınız feci hasta oldum ve 2 gündür yatıyorum. Ağır bir grip. Yarın işbaşı yapacağım umarım.

-Evde yatarak geçirdiğim sürede işlerim aksadı. Yarına bitmesi gereken iki yazı var ve bir tanesi 15000 vuruş civarında.

-Bu arada cesaretlendim ve Türk futbolunu yeni bir şekle sokacak bir projemi federasyonla paylaşmaya karar verdim. Üst başlıklarını Genel Sekreter'e yolladım bile.

-Bu ay süper bir röportaj yapmak istiyorum ama kimle?

-Pazar annemler geliyor. Güzel bir hafta bekliyor bizi.

-Evde yatarken TV'deki şahane programları gözlemleme fırsatı buldum. Tadında Aşk Var favorilerimden. Selin Karacehennem harikalar yaratıyor.

-Geowyns İzmir'e maç istiyordu. Fildişi Sahili maçı layık görüldü. Enjoy.

Pazartesi
Oca192009

Aral'dan gelen paket





Aral İthalat ile aramda iyi ilişkiler var bir süredir. 

TamSaha'ya futbol oyunlarını tanıtıyorum. Onların çeşitli organizasyonlarına katkıda bulunuyorum. 

Sağolsunlar bana Street Fighter 3 özel tanıtım kutusundan yollamışlar. Sizle paylaşayım istedim.

Kutunun içerisinde bir flash disk, bir Chun Li figürü ve oyundaki hareketlerin listesini içeren kitapçık yer alıyor.  


Pazartesi
Oca192009

Haftasonu

*Haftasonu süper bir biftek yaptım tarifini bir ara veririm. 

*Cuma akşamı ve Cumartesi öğleden sonraya kadar Beykoz'daydım. Bifteği de orada yaptım zaten. Tarifini sonra vereceğim. 

*Cumartesi akşamı eve dönüş. Kuduruk'la yüzleşme. Bütün gece oynadı bizimle. Nasıl özlediyse artık. Aynı akşam önce Galatasaray-Malatyaspor canlı anlatımı. Daha sonra Hem Varım Hem Yokum sitesi için programı yazdık. Orada bir arkadaşım yarışıyor. Gökhan Özdemir. İyi çocuktur ve süper bir futbolcudur. 

*Pazar sabahı kediyle birlikte önce saat 7'de uyandık. Sonra o geldi yanımıza yattı. saat 10'a kadar uyumuşuz. Kalkıp kahvaltı. Sonra TV izlerken yine uyku. Çok yorucu bir haftanın ardından vücut uyku arayışındaymış. 

*Akşam biraz Fener maçına baktık. Sonra Hem Varım Hem Yokum için yine programı yazdık. Acun Ilıcalı'nın bize teşekkür etmesi lazım. O kıza tahammül ettiğimiz için. 

*Bu arada Teknik Direktörler hakkında bir dev dosya hazırlıyorum. TamSaha Şubat'a yetişecek inşallah.

*Bu hafta Fatih hocayla bir görüşme. Maybe hopefully definitely. 

*Fatih Tekke röportajımız ne oldu?

*M. Serdar Kuzuloğlu'nun futbol üzerine güzellemeleri TamSaha'nın Şubat sayısında.  

Page 1 ... 6 7 8 9 10 ... 69 Next 5 Entries »