Sorusu Olan?

Search-Ara
FVP - Frequently Visited Pages
Wishlist
  • Bounce: How Champions are Made
    Bounce: How Champions are Made
  • My Father and Other Working Class Football Heroes
    My Father and Other Working Class Football Heroes
  • Just My Type: A Book About Fonts
    Just My Type: A Book About Fonts
  • A History of the World in 100 Objects
    A History of the World in 100 Objects

Entries in genel (38)

Çarşamba
Ara102008

Bir bayram seyahati

Trafikten korkan bendeniz bir otobüsün üçüncü sırasında gece boyu yolu izleyerek gittim. Kütahyalılar'ın çılgın muavinleri molaya girerken yolcuları şöyle uyarıyorlardı: "Sayın yolcular, 40 dakikalık mola sonrası yerlerinizde olun ha." Yolculuk yaklaşık 6 saat sürüyor. Aslında 5 saatte de girilebilir mola yapılmasa. Gidiş ve dönüşte şoförlerimiz gayet iyiydi. 

Sındırgı'ya 10 km'e kala bir trafik kazası oldu. Yaklaşık 3 dakika önümüzde. Bir Serçe, Ford Transit marka yolcu minibüsüyle çarpışmış. Bu kaza 3 şeritli bomboş bir yolda oluyor. Sis var. İnanılmaz bir şey gerçekten. Kesin ölmüştür diyordum serçede birileri ve maalesef öyle olduğunu daha sonra duydum. Saat 7'ye geldiğinde TRT Radyo Barış Manço'dan Bugün Bayram'ı çalmaya başladığında kaza mahalinden ayrıldık. Ama çok feci etkilendim.
İlk sabah anneannemlerde mükellef bir kahvaltı ve sonra kurban kesim faslına geçtik. Kuzenim koyunlarını arabadan indirmeye ve zaptetmesine yardım edip iyice yorulduktan sonra uyumaya gittim. Hayatımdaki en müthiş uykulardan birisiydi. Akşam sofrada etin yanı sıra deniz levreği de vardı ve ben ne kadar dalga geçsem de (Hehe kuzen bu bayram levrek mi kestin) etten çok daha lezzetliydi. 
İkinci gün bir ziyaret, hanımla Sındırgı gezintisi ve ardından mangal keyfi. Akşam 11 otobüsüyle geri döndük. Biz mutlu, aileler mutlu, yakınlar mutlu çok şahane bir bayram oldu vesselam. 
Herkese bir kez daha iyi bayramlar dilerim.

Pazar
Ara072008

Çarşamba'ya kadar ara

Bayram seferi nedeniyle Çarşamba'ya kadar ara veriyorum.

Danalar gibi et yemeyi planlıyorum. Gerçi yol gözümde büyüyor. Sevmiyorum seyahati.

Neyse görüşürüz Çarşamba günü.

Herkese iyi bayramlar ve iyi tatiller.

Cuma
Ara052008

Ehliyet mevzusu




Benim ehliyetim yok.

İnsanlar inanmakta güçlük çekiyorlar ama yok.

Ehliyet almak ben 18 yaşındayken çok popüler birşeydi arkadaşlar arasında. Ama ben almayı hiç düşünmemiştim o zaman. Öncelikle kullanabileceğim bir araba yoktu. Babamda bir anadol ve renault 12 vardı. Ehliyetiniz olsa bile ikisini de kullanabileceğiniz kesin değildir.

O dönem bir de maddi sorunlar vardı. Bir kursa girip ödeyecek para da yoktu. Yani lükstü benim için ehliyet. 

Bir de kişisel korkularım söz konusuydu. Çok yakın bir arkadaşımın babasını ben orta birdeyken trafik kazasında kaybettik. Arkadaşım için büyük bir yıkım olan bu kaza ben de trafik korkusunu tetikledi. Sırf bu nedenle uzun yola gideceğim zaman hep tedirgin olurum. Uçakla gidebiliyorsam pahalı da olsa uçağı seçerim. Yolculuk zevki diye bir şey söz konusu değildir benim için. Olsa olsa ızdıraptır adı. 

Şu sıralar ehliyet almamı gerektiren çeşitli durumlar yaklaşıyor. İstanbul'un dışında bir ev alsam ve kira belasından kurtulsam ne iyi olur diye düşünüyorum. Böyle bir ev alırsam araba bir zorunluluk olacak. Ayrıca ev almasam bile araba yine zorunluluk olacak bir süre sonra. İster istemez.

Şimdi kurs bakıyorum. Ayrıca 100 saat filan araba sürmek ve iyice öğrenmek istiyorum. Kendimden emin olamadan bu İstanbul trafiğine çıkarsam ya kurban olurum ya da katil. Bu arada söylemediğim bir şey daha var. Ben hiç araba delisi olmadım. Araba kaçırmaya kalkmadım. Ama bu güzel arabaları takdir etmemi engellemiyor.


 

Cuma
Ara052008

Birkaç not



Bu akşam AROG'a gidiyorum. Hatta gidiyoruz. Saat 7'de Kanyon'da(Salladığım ama gitmekten vazgeçemediğim sinema - Kendime not: Mustafa filminde hiç reklam yayınlamamışlardı) işyerinden arkadaşlar ve aile fertleriyle beraber olacağım. Hiç heyecanlı değilim ve beklentim yok. 

Kediyi balkona salınca pencerenin önündeki mermere çıkarak sokağı izliyor. Sıkılınca yanındaki mandal kutusundan bir mandal alıyor ağzıyla, onu yere atıyor ve oyun yapıyor. Biz de oturup izliyoruz eşimle. Bugün karşı camda, ki arada 50 metre rahat var,  bir kadın sarkmış birşeyler silkerken çocuğu camla ilişkiye giriyordu. İki olayın benzerliği bir yana bir 5 aylık kedinin 5 yaşındaki veletten çok daha sofistike olması ilgimi cezbetti.

Sabah keyfi yapmak güzel şey evde. Oturup gazete oku, güzel bir kahvaltı et, TV izle. Çok hoş. Ama hep yapmak istemiyorum. Daha doğrusu her sabah birşey yemek istemiyorum. 


Selin Karacehennem adını bir yere not edin. Türkiye'de hedonist bir devrim olursa lideri bu kadın olacaktır. Öğleden sonraları yaptığı programın tekrarı ertesi sabah yayınlanıyor TürkMax'te. Evlilik sorunlarını konuşuyorlar. Millette ne sorunlar var ama gerçekten ya. Evde sıkılan kaynana geline sarıyor ve sürekli bir didişme hali. Bu şehirlerarası bile oluyormuş. 

Bir hikaye garibime gitti. Apartman oldukça dost canlısı. Herkes birbirini ziyarete gidiyor. Çok güzel çok hoş. Ama apartmandaki kadınlardan birisi bu kadının kocasına sarkıyormuş. Çocuklarına çikolata filan alıyormuş. Sarkan kadının kocası da eve geç geliyormuş. Kocasını bu gözleri şeytan gibi kadına kaptırmamak için ne yapmalı. Öneri "Taşının kızım siz. Bu kadından ben de korktum. Bu şirretle başedilmez."

Bir diğeri de karısı yanında yatarken masturbasyon yapan adamın öyküsü. Karısı neden yapıyorsun demiş. Adam da alışkanlık oldu sigara gibi bırakamıyorum cevabını vermiş. Selin Karacehennem "senin kocan ya hasta ya usta" dedi olayla ilgili ben de anlamadım. Yakın takibe devam edeceğim.

Adını vermek istemeyen seyirci konseptinin hastasıyım. Adımı vermek istemiyorum. Allahın adını versem. 

Güzel bir yarım ekmek sandviçi çok yemeğe değişirim. Sucukları tost makinesinde pişir, kaşarları üzerinde erit. Domatesleri kes tuz, pul biber ve zeytinyağıyla karıştır. Salatalık turşusunu ince ince doğra. Önce domatesleri yerleştir. Üstüne kaşarlı sucukları ve son olarak da turşuları koy. Kapat afiyetle ye. Yanında şişede aroma meyve suyu, tercihen şeftali. 
 

Pazar
Kas302008

Haftasonu gördüklerim/duyduklarım/yaşadıklarım ver 1.01

- Haftasonu derbi sırasında uyuyan bir kişi daha var mı acaba? İlk yarının sonunda uyuyakalmışım kanepede. 75'te uyandım. Güzel maç gibi geldi bana. Beraberlik özlemim gerçekleşmedi.


- Arkadaşım Emrah maça karaborsada 200 ytl vererek giden bir Beşiktaş taraftarıydı. Acaba beraberlik golü 200 ytlye değmiş midir?

- Evde ilk kez yaşıtlarımız olan karı-koca misafir ağırladık. 

- Cumartesi Beşiktaş'taydık. Çıtır'da birer bira, süper muhabbet. DVD ve oyun alışverişi. House ve Dexter'ın yeni sezonları. Benim anti rocker ve anti metalci eşimin sevdiği kıyafetleri bu türde bir dükkanda bulması nasıl bir çelişkidir. Fotolar yakında. 

- Pazar günü Kanyon. Mağazalar yakında kepenk kapatacaklarmış. Talepleri kiraların yarıya inmesi. Arog'a bilet aldık. Kitap ve dergi alışverişi. Maya Dergi Grubu(Trendsetter) girişimcilik dergisi Inc'i çıkarmış. İlk fırsatta görüşlerimi paylaşırım. 

- Wired ve Fast Company gözüme kestirdiğim dergiler ama pahalılar ya. 

- FIFA 09 Be A Pro modu dünyanın en müthiş şeylerinden birisi. Keşke ayrı bir oyun yapsalar. 

- Kuduruk kudurmaya devam ediyor. Bilgisayarım hala tamirde. N95 erkenden benzin bitiriyor uyarıları veren son model arabalar gibi. Strese sokuyor.

- Salı günü bilet tanıtım töreni var. 11.30 Süreyya Operası. Fenerbahçe TV, TGRT Haber, NTVSpor ve Lig Tv'de canlı yayında. Salı'dan sonra rahat gibiyiz. 



  

  

Page 1 ... 3 4 5 6 7 ... 8 Next 5 Entries »