RTÜK yarın kaldırılsa ne olur?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 1990'ların başından bu yana hayatımızın bir parçası.
Türk televizyonlarının muhafazakarlaşmasına büyük katkılar yaptı, yapmaya da devam ediyor. Sigara yasağı nedeniyle verdiği ağır cezalar nedeniyle adını duyuyoruz son zamanlarda.
Bir dönem üyelerine verdiği abartılı harcırahlar, başkanlarının kumar alışkanlıkları ve Vegas seyahatleriyle ön plandaydı.
RTÜK devletin halk üzerinde etkisini katlayarak hissettirmek için TV'leri kullanmasına vesile olan bir oluşum. Halkı ekran polisine dönüştürüyor. Bünyesinde kaç kişi çalışıyor, nasıl bir takip yapılıyor, çalışanları ne şartlarda işe alınıyor ben bilmiyorum, bilen varsa yazsın.
Üyelerinin beşini iktidar partisi, dördünü muhalefet partisi öneriyor.
Peki bu ceza kesme makinesinin fişini çekersek, Türkiye yarın nasıl bir yer olur?
Televizyonlarımız bu özgürlük dalgasından nasıl etkilenir?
Ben bugünkü durumdan kötü olacağını düşünmüyorum. Televizyon yayıncılığı belirli klişeler tarafından sarılmış durumda ve bir yere ilerlemiyor sanki. Birkaç diziyi az gelişmiş ülkelere pazarlayan yapımcılar sahte bir refah içerisinde yaşıyorlar. Sanal reklam tarafından kuşatılmış durumdayız. RTÜK sadece müstehcenlik ve sigarayı takip ediyor.
RTÜK yarın tarih olsa, Rekabet Kurumu bir prensip listesiyle TV yayıncılığı ve reklamcılığına düzenleme getirse bence TV'lerimiz çok daha iyi yerler haline gelir. Herkes tarafını seçer en azından. Bir rahatlama kanallarımıza.
TV kanalları konusunda bir çeşitlilik ihtiyacı var. Her kanal mainstream takılıyor, kötü kopyadan öteye geçemiyorlar, sonuç reklamsızlık veya çöpçatanlık yapan müzik kanallarına dönüşerek oluyor.
RTÜK'ün İddiası
RTÜK'ün iddiası şu; çocuklarımızı ve gençlerimizi koruyoruz bu denetimlerle. Tamam iyi hoş ama senin onayladığın yayınlar çoğu zaman o çoluk çocuğa bir küfürden, çıplak bir kadından veya sigara içilen bir sahneden daha fazla zarar verebiliyor. Bir süre önce bir belgesele rastladım örneğin. Kim bulmuş nasıl çekmiş başı yok, sonu yok, çekimler amatör ötesi. Tam olarak laf olsun diye yapılmış bir belgesel. Çekilmiş, Wikipedia'dan sözlerle doldurulmuş. Bu mu faydalı olacak gençlere?
RTÜK üyelerinin televizyonculuktan çok anladıklarını, kafa yorduklarını da düşünmüyorum. Onlar ahlak polisliği ile görevlendirilmiş memurlar. Bunu iyi yapıyorlar. Ama kendi normlarına göre koydukları kriterler günümüz gerçekleriyle ne kadar örtüşüyor?
Bener Onar'ın Radikal'de yazdığı şu yazıyı bir okuyun. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Anayasa tartışması yapmak iyi hoş. Ama eğer hükümetin özgürlükleri arttırma gibi bir amacı varsa bu işe RTÜK ve BTK gibi kurumlarını kaldırarak veya yeniden yapılandırarak başlaması gerekiyor. Sokaktaki insanın özgürlüğü bu şekilde arttırılır. Anayasa'nın 26 maddesi değişmiş, halkın yüzde kaçını etkiliyor hangi madde, bir bakın ondan sonra bana hak vereceğinize inanıyorum.
RTÜK'ün varlığı bu ülkenin TV izleyen tüm insanlarını etkiliyor ve bu etki haddini aşmış durumda.
Ülkenin televizyoncuları üzerine de bir yazı yazmak lazım elbette. Bugünkü şartların oluşmasında en büyük günah onlara ait.
Not 1: RTÜK'ün lisanslama işleri yaptığının farkındayım. Bunu da yerelleştirilen bazı koşullarda yapıyorlar. Bence bunun uluslararası standardını belirleyip yeni bir sistemle gözden geçirilmesi çok büyük bir gereksinim.
Not 2: Ben anlıyor muyum peki televizyonculuktan? Bence hayır ama en azından nasıl daha iyi bir şekle dönüşür kafa yoruyorum. Bir de televizyonlar ve seyirciler çerçevesinden bakmaya çalışıyorum. RTÜK üyelerinin temel sorunları ise sadece yasaklar çerçevesinden bakmaları.
Reader Comments